Yeni Koronavirüs (Covid-19)
Pcr ve Antikor Testlerinizi Evinizde/İşyerinizde Alıyoruz!
24 saat kesintisiz hizmet veren laboratuvarımızda, sonuçların hızlı raporlanması sağlanmaktadır. Sonuçlarınızı E-Nabız sistemindende görüntüleyebilirsiniz.
Covid-19 Nedir?
İlk olarak Çin’in Wuhan bölgesinde, 2019 yılı Aralık ayının başında görülüp, bu bölgedeki yetkililer tarafından tanımlandığı için gayri resmi Wuhan koronavirüsü adıyla da bilinen yeni koronavirüs solunum yolu enfeksiyonuna neden olan ve insandan insana geçebilen bulaşıcı bir virüstür.
PCR Testi
PCR testi virüslerin genetik yapısını tespit eden moleküler bir tanı ve antijen testidir. COVID-19’a yakalanan ve virüsü aktif olarak taşıyan kişilerin belirlenmesini sağlar.
Antikor Testleri (IgM)
IgM antikor testi erken evre antikor testidir. IgM + sonuç vermesi, vücudun virüse karşı savaş vermeye başladığını ve devam eden COVID-19 hastalığını gösterir.
Covid 19 Aşısı
COVID-19 hastalığına karşı kazanılmış bağışıklık sağlamayı amaçlayan bir biyoteknoloji ürünüdür. Aşı ile ilgili bilgilendirmeler ve haberler.
Antikor Testleri (IgG)
IgG antikor testi geç cevap antikor testi olarak tanımlanmaktadır. IgG + sonuç vermesi, COVID-19’a karşı bağışıklığın geliştiğini gösterir.
Yeni koronavirüs hastalığı (Covid-19), ilk olarak 13 Ocak 2020 tarihinde Çin’in Vuhan eyaletinde yüksek ateş ve nefes darlığı ile tanımlanan yeni viral solunum yolu hastalığıdır. Hastalığın damlacık ve temas yoluyla bulaştığı bilinmektedir. Oluşturduğu küresel salgın durumundan ötürü pandemi olarak tanımlanmaktadır.
Yeni koronavirüs hem hayvanları, hem de insanları etkileyebilen koronavirüs ailesinin bir türüdür. Geçmişe bakıldığında koronavirüs ailesinden bazı farklı virüslerin, MERS (Orta Doğu Solunum Sendromu) ve SARS (Şiddetli Akut Solunum Sendromu) gibi şiddetli görülen solunum hastalıklarına sebep olduğu görülmektedir.
Koronavirüsler, elektron mikroskobuyla bakıldığından yuvarlak ve üzerinde çıkıntıları olan bir taça benzetildiği için, Latince’de taç anlamına gelen koronadan kelimesiyle adlandırılmışlardır
Toplumumuzda yıllardır koronavirüsler görülmektedir. Bunların en basitleri ve en sık görüleni nezledir. Burun akıntısıyla birlikte üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan, 20 farklı virüs türünün bir grubu da koronavirüstür.
Koronavirüs ailesinden pek çok diğer koronavirüs, yeni koronavirüse göre daha hafif semptomların görüldüğü, daha hafif seyirli hastalıklara neden olmaktadır. Bu nedenle koronavirüsler, konu soğuk algınlığı gibi hastalıklar olduğunda herhangi bir paniğe yol açmamıştır.
Zaman zaman koronavirüsler insanlar ve hayvanlar arasında geçiş gösterebilmektedir. Virüslerin genetik bilgisi, RNA’sının mutasyona uğraması sebebiyle değişiklik göstermektedir. Özellikle yüzey proteinlerinde hücreye tutunup, içeriye girmekte kullandığı proteinlerde değişiklik yaratarak, daha önce oluşmuş bağışıklık sisteminden kaçmakta, hem de daha hızlı çoğalıp hücrelere çok daha fazla zarar verebilmektedir.
Daha önce SARS adı verilen virüs, bugünkü yeni koronavirüse çok benzer bir hastalık oluşturdu. SARS ismi, şiddetli akut solunum sendromunun İngilizce karşılığının baş harfleri kullanılarak oluşturulmuş isimdir. Günümüzde gündemde olan koronavirüs için de, ikinci SARS virüsü benzetmesi kullanılmaktadır.
Bunun dışında koronavirüs ailesinden bir başka virüs de ciddi hastalık oluşturabilme potansiyeli ve neden olduğu salgınlarla dünya gündemine gelmişti. MERS ismi verilen, Orta Doğu Solunum Sendromu, develerden insanlara geçiş gösteren bir koronavirüs türünün neden olduğu hastalık, bir süre Orta Doğu bölgesinde bir epidemi oluşturmuştur.
Ancak MERS’in hastalık bakımından etkileri bütün dünyada görülmediği için pandemi olarak adlandırılmamıştır. MERS hala daha Orta doğu bölgesinde belirli aralıklarla zaman zaman olgular şeklinde görülmektedir.
Şu anda etkilerini gördüğümüz koronavirüs hastalığının, ilk olarak 2019 yılında tanımlanması nedeniyle, küresel olarak kabul gören adı CoViD-19’dur.
Virüsün insandan insana damlacık yoluyla ve doğrudan temas ile geçebildiği bilinmektedir. Öte yandan öksürük gibi yollarla yüzeylere yayılabilecek solunum damlacıklarının da bir süre bulaşıcılık özelliği taşıdığı gösterilmiştir.
Yeni koronavirüsün tanısı için laboratuvar ortamında test yapılması gereklidir. Koronavirüsün kesin tanısı moleküler testler ile gerçekleştirilir.
Öksürük, hapşırık, yüksek ateş gibi, özellikle üst solunum yolunu ilgilendiren şikayetleri olan kişilerin sadece koronavirüs açısından değil, diğer üst solunum yolları hastalıkları açısından da metro gibi kapalı toplu taşıma araçlarında bulaştırıcı olabilme ihtimalleri vardır.
Ancak toplu taşımayı kullanan sağlıklı bireyler, elbette aynı ortamı paylaştıkları kişilerin hasta olup olmadığını bilemezler. Bu nedenle, çok gerekli olmadıkça toplu taşıma araçlarını özellikle bu dönemde kullanmamak, kullanmak zorunda kalınırsa da yüzeylere çok fazla dokunmamak, dokunduğumuz yüzey sayısını çok fazla artırmamak koronavirüs hastalığı olmak üzere diğer pekçok hastalığın bulaşı açısından bir önlem olacaktır.
Ellerimizi yıkamadan ya da temizlemeden toplu taşımadayken veya indikten sonra ağıza, buruna veya göze temas etmemek yerinde olacaktır. Yine, toplu taşıma kullanmak zorunda kalındığında olabildiğince tenha araçların seçilmesi, kalabalık bir araca binilirse de diğer kişilerle çok fazla yüz yüze gelmeden, mümkünse farklı yönlere bakarak seyahat etmek bir anlamda koruyuculuk sağlayacaktır.